Skip to content

Saklıkent & Tlos & Yaka Park

Su’yun şaheseri Saklıkent..

Saklıkent Kanyonu, Fethiye’ye 50 Km. uzaklıkta benzersiz bir doğa harikasıdır. 300 mt derinliğinde ve 18 Km. uzunluğundaki kanyon, binlerce yıl boyunca dağlardan gelen akarsuların, kayaları aşındırması sonucunda, bugünkü biçimini almıştır. Kışın, içerideki su seviyesinin yükselmesi nedeni ile, ziyaretçilerin yalnızca yaz aylarında kanyonun içine girmeleri mümkün olabiliyor. Eğer hobilerinizin arasında fotoğrafçılık da varsa, Saklıkent ve çevresinin bozulmamış doğallığından muhteşem görüntüler yakalayabilirsiniz. Saklıkent Kanyonunun bir rastlantıyla ortaya çıkartılışının öyküsüne şaşıracaksınız. Kanyonun içinde ve dışında hızla akan suların üzerinde kurulu bulunan ahşap dinlenme platformlarında ziyaretçilere sunulan alabalık ve geleneksel börekler, tatil anılarını zenginleştiriyor ve tatil keyfini artırıyor..

Yaklaşık 45 dakikalık bir yolculuk sırasında otantik yaşamın sürüp gittiği küçük köy yerleşimlerinin arasından geçerken, tütün, pamuk, anason, susam, buğday tarlaları ve sebze seralarını görebiliyorsunuz. Kanyonun içine güvenli bir servis köprüsü ile giriliyor. Daha başlangıçta, bembeyaz köpükleri ile çağlayan kaynak suları ile karşılaşan gezginleri, gizli cennetin yemyeşil ortamı büyülüyor. Yazın sıcağından bunalanlar için bir sığınma yeri olan Saklıkent’te suların içinde yapılacak yaklaşık 3 Km. lik yürüyüş, herkes için ideal bir spor etkinliği..

Tlos

Saklıkent’e gelip, Tlos Antik Kentini görmeden gitmek olmaz.

Likya birliğinin en önemli 6 şehrinden birisi olarak kabul edilir ve  Xanthos, Myra, Olympos, Patara ve Pınara gibi 3 oy hakkına sahiptir. Likya birliğinin en uzun ömürlü merkeziydi ve Pegasus kahramanı Bellerophontes’in yaşadığı yer olarak bilinen Tlos, Likya birliğinin spor, Roma döneminin ise piskoposluk merkeziydi. Tlos ismi ise; Yunan mitolojisine göre Tremilus ile Praksidike’nin dört oğlundan biri olan “Tloos” dan adını aldığı söylenmektedir.

Tlos kalesine çıkarken yamaçtaki kayalara oyulmuş tapınak mezarlar dikkat çeker. Bu mezarların en görkemlisi bahsettiğimiz kanatlı at Pegasus’un, üç başlı canavar Chimera ile savaşırken resmedildiği Bellerephontes’e ait mezar anıtıdır. Akropolün eteğinde birkaç oturma sırası, stadyum, hamam, tiyatro ve kilise kalıntıları yer alır. Kalenin altındaki düzlükte dokuz metre genişliğinde Likya duvar kalıntıları bulunmaktadır. Altı kemerli kapısı ayakta olan kent agorasının güneyinde Roma Dönemi surları görülmektedir.

Tlos’un ayakta kalan en önemli 2 yapısından biri olan tiyatrosudur. Tiyatro, üç katlı sahnesi ve iki kademeli caveası ile Likya bölgesindeki diğer tiyatrolardan farklılık göstermektedir. Kesin bir bilgi olmamakla birlikte 7-8 bin kişilik bir kapasiteye sahiptir. Buradaki kazı çalışmaları devam etmektedir.

Diğer 2 önemli yapısından birisi de stadyumudur. Roma döneminde yapılan stadyum, dokuz oturma sıralı olup 2500 kişiliktir. Stadyumun ortasında bulunan dikdörtgen biçiminde bir havuz vardır. Bu gibi farklı yapıların olmasından dolayı bu bölgenin spor aktivitelerinin dışında dini ve sosyal amaçlarla da kullanıldığı söylenmektedir.

Tlos antik kentinde büyük ve küçük  2 adet hamamı vardır. 

Kentin en ilgi çeken noktalarından biri Nekropol alanıdır. Gösterişli bir düzenlemesi olan mezarlar ana kayaya oyularak yapılmışlardır. Kentte sadece oda gömütler değil, Likya tipi kapalı lahitler ile Roma döneminde kullanılmaya başlanan üçgen alınlıklı kapaklı lahitler de görülmektedir.

Dönemin en büyük Likya kentlerden biri olan Tlos da kazı çalışmaları devam etmektedir.

Yaka Park

Saklıkent yolu üzerindeki Yaka Köy’den 1 km yukarıdadır. Kaş, Kalkan, Fethiye çıkışlı jeep safaricilerin durak noktalarından biri olan Yakapark anıt olmuş ağaçları, kademeli terasları, havuzu, su kanalları, hamakları, kerevetleri, taş masalaır ve köşkleri ile görülmeye değer bir yerdir.